2. Bölüm
On this page
2. Bölüm
(Sahne: Gecenin ilerleyen saatleri. Eski, yıkık dökük bir ahırın içi. Ay ışığı kırık tahtaların arasından sızıyor. Ayşe tedirginlikle bekler.)
AYŞE: (Fısıltıyla) Murat? Geldin mi?
(Murat gölgelerin arasından çıkar. Üstü başı tozludur ama gözleri parlar.)
MURAT: Geldim Ayşe’m, geldim. Hazır mısın? Her şeyi ayarladım dediğim gibi. At arabası az ileride bekliyor. Sabah olmadan şehre geçeriz. Bir daha bu lanet yeri hatırlaman bile gerekmeyecek. Yüzün gülecek artık.
AYŞE: (Rahatlamış bir nefes alır, Murat’a yaklaşır) Allah senden razı olsun Murat. Benim için… bizim için bu kadar fedakarlık yapacağını biliyordum. Hayat gerçekten sürprizlerle dolu.
MURAT: O nasıl söz öyle? Ne demek fedakarlık? Seven sevdiğine yapar. Hem asıl sen neler çektin… O insan bozuntusu babalığın…
AYŞE: (Sözünü keser) Üvey babam.
MURAT: Ne haltsa işte! Onun yaptıklarından sonra seni burada bir gün daha bırakır mıydım sandın? Emin misin kimsenin görmediğinden?
(Aniden ahırın girişinde bir karaltı belirir. Fatma’dır.)
FATMA: (Öfkeyle) Sen utanmadan benim kocama mı laf ediyorsun serseri! Asıl sen kendine bak! Gece vakti kızı kandırıp ne hallere düşürdüğüne bak!
AYŞE: (Dehşetle) Anne! Senin ne işin var burada? Nereden çıktın? Lütfen git! Yalvarırım, her şeyi daha kötü yapma!
MURAT: (Fatma’ya döner, sesi sertleşir) Senin o pislik kocan olacak adam yüzünden bu haldeyiz, farkında değil misin? Bilmiyor musun ne yaptığını? Kızına neler ettiğini?
FATMA: Ne demekmiş o? Kes sesini katil suratlı! Küçükken de bir uğursuzluk vardı sende zaten! Defol git buradan! Sana kız mız yok! Bırak kızımı!
AYŞE: Anne, lütfen yapma! Git! Ne olur unut bizi!
MURAT: (Bağırır) Sen hala o adamı mı savunuyorsun? Bu çocuk kimden sanıyorsun sen? O savunduğun haysiyetsizden! O tecavüz etti Ayşe’ye! Kendi kızına!
(Fatma donakalır. Murat’ın sözleri havada asılı kalır. Ayşe hıçkırıklara boğulur. Bir anlık sessizlik olur. Sonra Fatma aniden Ayşe’ye doğru atılır. Belki eline yakındaki ağır bir odun parçasını veya taşı geçirir. Kısa bir boğuşma, bir çığlık. Murat ne olduğunu anlayamadan Ayşe yere yığılır. Hareketsizdir.)
(Murat şok içinde Ayşe’ye koşar, nabzını kontrol etmeye çalışır. Fatma, elindeki nesneyi bırakır. Yüzü ifadesizdir, gözleri boşluğa bakar. Kısa bir sessizlikten sonra Murat’a döner. Sesi buz gibidir.)
FATMA: Dinle beni şimdi. Şunu yapacaksın: Hemen şimdi oturup Ayşe ile kaçtığınıza dair birkaç mektup yazacaksın. Ailene, eşe dosta… Herkese göndereceksin bunları. Sonra da buradan defolup gideceksin! Bir daha da asla geri dönmeyeceksin! Eğer yapmazsan, yemin ederim, Ayşe’yi sen öldürdün derim! Hem de tecavüz edip öldürdüğünü söylerim! Kim sana inanır sanıyorsun? Bu halinle? O katil suratınla? Kim inanır?
(Murat dehşet içinde Fatma’ya bakar. Konuşamaz. Sahne kararır.)